İş hukuku, işçi ve işveren arasındaki hukuki ilişkilerin düzenlenmesini amaçlayan geniş kapsamlı bir hukuk dalıdır. Bu ilişkiler sırasında ortaya çıkan anlaşmazlıklar, işçinin haklarını korumak adına çeşitli tazminat ve dava süreçlerine yol açabilir. İstanbul gibi büyük şehirlerde iş dünyasının yoğunluğu, bu tür davaların sıklığını artırmakta ve iş hukuku alanında uzmanlaşmış avukatların önemini daha da öne çıkarmaktadır. Avukat Ali Çevik, İstanbul’da iş hukuku alanında sunduğu profesyonel hizmetlerle işçilerin ve işverenlerin yasal haklarını korumaktadır. Bu makalede, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücretleri ve ölümlü/yaramalı iş kazaları gibi iş hukukunun önemli konuları ele alınacaktır.
Kıdem tazminatı, işçinin aynı iş yerinde belli bir süre çalıştıktan sonra, iş sözleşmesinin belirli nedenlerle sona ermesi durumunda işveren tarafından ödenmesi gereken bir tazminattır. İş Kanunu’na göre işçinin en az bir yıl aynı iş yerinde çalışmış olması halinde kıdem tazminatına hak kazanır. Ancak her iş sözleşmesinin sona ermesi kıdem tazminatını doğurmaz. İşçinin kendi isteğiyle istifa etmesi, ahlâk ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışları gibi nedenlerle işten çıkarılması durumunda kıdem tazminatı ödenmez.
Kıdem tazminatına hak kazanmak için şu şartlar yerine getirilmelidir:
Kıdem tazminatı, işçinin çalıştığı her bir yıl için işçiye 30 günlük brüt ücret üzerinden hesaplanarak ödenir. İşçinin kıdem süresi, iş yerinde çalıştığı yıl ve aylar üzerinden değerlendirilir. Kıdem tazminatı hesabına brüt ücret dışında işçiye sağlanan yemek, yol, prim gibi yan haklar da dahil edilir. Örneğin, bir işçi 10 yıl boyunca aynı iş yerinde çalışmışsa, 10 yıllık kıdem tazminatı almaya hak kazanır. İşçinin yıllık brüt maaşı 60.000 TL ise, kıdem tazminatı hesaplanırken her yıl için brüt maaşı dikkate alınarak tazminat belirlenir.
İhbar tazminatı, iş sözleşmesinin işveren ya da işçi tarafından feshedilmesi durumunda, karşı tarafa belirli bir süre önceden bildirim yapılmaması halinde ödenen tazminattır. İhbar tazminatının amacı, hem işveren hem de işçi için süre tanımak ve karşı tarafın hazırlık yapmasına olanak sağlamaktır.
İhbar süreleri, işçinin iş yerindeki kıdemine göre değişir:
Bu süreler, işçi ya da işveren tarafından iş sözleşmesinin feshinden önce karşı tarafa bildirilmelidir. Eğer bu süreler içinde bildirim yapılmazsa, bildirim yapılmayan süre kadar ihbar tazminatı ödenir.
İhbar tazminatına hak kazanmak için iş sözleşmesinin feshi sırasında karşı tarafa ihbar yapılmaması gerekmektedir. Örneğin, işveren işçiyi hemen işten çıkarmak isterse, işçiye ihbar süresi kadar tazminat ödemelidir. Aynı şekilde, işçi de işverene haber vermeden işten ayrıldığında işverene ihbar tazminatı ödemek zorundadır.
Fazla mesai, işçinin haftalık yasal çalışma süresi olan 45 saatin üzerinde çalıştığı sürelerdir. İş Kanunu’na göre fazla mesai yapan işçiye, her fazla mesai saati için normal ücretinin %50 fazlası ödenmelidir. Fazla mesai, özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde yoğun çalışma temposu nedeniyle iş hukuku açısından sıkça tartışılan bir konudur.
İşçinin fazla mesai yapabilmesi için işverenin onayı gerekmektedir. Ayrıca fazla mesai süresinin de yasal sınırlara uygun olması gerekir. Bir işçi yılda en fazla 270 saat fazla mesai yapabilir. Bu sürenin üzerinde yapılan mesailer, işçinin onayı olsa dahi hukuka aykırıdır ve işveren fazla mesai ödemesi yapmak zorundadır.
Fazla mesai ücreti, işçinin saatlik brüt ücretinin %50 fazlası olarak hesaplanır. Örneğin, saatlik brüt ücreti 50 TL olan bir işçi, fazla mesai yaptığı her saat için 75 TL almalıdır. Eğer işveren fazla mesai ücretini ödemiyorsa, işçi bu hakkını talep etmek için dava açabilir.
İş kazaları, işçinin iş yerinde veya iş ile ilgili bir görevi yerine getirirken yaşadığı bedensel ya da ruhsal zararlar olarak tanımlanır. Özellikle ölümlü ve yaralamalı iş kazaları, iş hukukunda önemli bir yer tutar ve işverenin sorumluluğunu gündeme getirir.
İş kazası, işçinin iş yerinde bulunduğu sırada ya da işveren tarafından verilen bir görevi yaparken meydana gelen kazalardır. İş kazaları, iş yerindeki güvenlik önlemlerinin yetersiz olması ya da işverenin iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uymaması nedeniyle meydana gelebilir. İş kazaları sonucunda işçinin yaralanması, geçici ya da kalıcı iş göremezlik yaşaması ya da hayatını kaybetmesi söz konusu olabilir.
İş kazası sonucu işçinin hayatını kaybetmesi durumunda, işçinin ailesi işverenden maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Ölümlü iş kazalarında işverenin sorumluluğu, iş yerindeki güvenlik önlemlerinin yeterli olup olmadığı ve iş sağlığı ve güvenliği kurallarına uyulup uyulmadığı gibi faktörler doğrultusunda belirlenir. İşverenin kusurlu olduğu tespit edilirse, işçi ailesine tazminat ödemek zorunda kalır.
Yaralamalı iş kazalarında işçinin iş gücü kaybı yaşaması söz konusu olabilir. İş kazası sonucu geçici ya da kalıcı iş göremezlik yaşayan işçi, işverenden tazminat talep edebilir. Ayrıca, iş kazası sonucu sakatlık durumu oluşmuşsa, işçi maluliyet tazminatı da alabilir.
Avukat Ali Çevik, İstanbul’da iş hukuku alanında geniş bir deneyime sahip olup, işçi ve işverenler arasındaki uyuşmazlıkların çözümüne yönelik profesyonel hizmetler sunmaktadır. İş davalarında tarafların haklarını koruma amacıyla titiz bir hukuki süreç yürüten Ali Çevik, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai alacakları ve iş kazası davalarında müvekkillerine etkili bir hukuki destek sunmaktadır.
İşçilerin işten haksız yere çıkarılması veya iş sözleşmesinin haksız feshedilmesi durumunda kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin takibi ve dava süreçlerinin yürütülmesi.